Seyahat Serisi -Kamp Üzerine Düşünceler/Tecrübeler


Nerelerde kamp yaptım/yaptık, nelerle karşılaştık ve son birkaç yılda kamp kültürü nasıl şekil aldı neler değişti, güzellikleri ve eksiklikleri neler gibi kısımlara değinerek açıklamaya çalışacağım...

İlk kez ne zaman çadırda kaldığımı pek hatırlayamıyorum ama küçükken de çadır tecrübelerim olmuştu pek uzak olduğum söylenemez. Aklımda kalan kamp yaptığım yerleri yazıyım bi;

Antalya – Olimpos

2013 Rock’nCoke müzik festivali

Dikili Bademlik Köyü

Bilecik Gölpazarı Tongurlar Köyü

Antalya - Kaş

Datça - Palamutbükü

Kapadokya Göreme

Marmaris

Muğla - Akyaka

Milas - Ören

Balıkesir - Erdek

Muğla - Akbük

İğneada

Zeytinli rock fest

Bursa nilüfer fest

Tunceli Merkez

Fethiye Ölüdeniz

Aklıma gelenler bu şekilde. Müzik festivallerinde mecburen kamp yapıyoruz zaten. Bunun dışında tercih ettiğim yerlerin çoğu denizde yüzüp tatil yapmak istememden ötürüydü. Gerçekten çok istediğim için kaldıklarım da var konaklamayı ucuza kapatmak için kaldıklarım da fakat nasıl olursa oldun hep çok keyif alarak kaldım çadırda. Evdeki yatağımdan çok daha huzurlu uyuyorum ve dinç uyanıyorum çoğu zaman. Lise yıllarından beri aktif olarak senede birkaç kez çadırda kalırım, şimdi ufak ufak yaşadıklarıma geçiyorum.

 

Festivallerden başlayayım. Dediğim gibi mecburen çadırlarda kalıyoruz festivallerde. Festival ruhunu da en iyi anlamanın yolu bu. Rockncoke 2 gün sürdüğü için çok yorucu olmuyordu keşke tekrar olsa. Fakat zeytinli rock fest mesela tam bir eziyetti. Çok kalabalık. Kalabalığı sevmiyorsanız 2 günden sonrası çekilecek iş değil. Tuvaletiydi, yemeğiydi, duşuydu, gece bağıranıydı, uykusuz kalmasıydı derken 2 gün sonra cılkınız çıkıyor.

mert başbuğ

Olimpos’ta vakti zamanında 1 hafta cactus diye bir işletmede kalmıştık. O zamanlar fiyatlar çok makuldü. Tek tük çadır vardı. Sabah kahvaltı akşam yemek mis gibi geçinip giderdik. Doğa sesleri arasında. O zamanlar çadır ve kamp furyası henüz bu kadar popüler değildi. Dolayısıyla da çok çok uygundu fiyatlar. Normal oda diyelim 50 lirayla çadır 5 liraydı 10 liraydı. Bu kadar ciddi farklar vardı çadır kampinglerinde. Duşum elektiriğim olsun biraz da kafam rahat olsun derseniz giderdiniz kampinge kalırdınız makul ücretler ödeyip yada ben ıssız bir yerlerde kendi kendime kamp yaparım derseniz düzgünce plan yaparak gider kalırdınız kimse de karışmazdı.

mert başbuğ

Peki şimdi nasıl? Çok fazla kamp yapan insan var. Buna kesinlikle laf etmiyorum yapsın herkes yapsın, çok güzel bir şey bence doğa ile iç içe olmak. Böyle olunca işletmeler türedi her yerde. Fiyatlar tavana fırladı hatta çoğu yerde normal oda fiyatlarından bile daha pahalıya gelir durumda (Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu örnek olarak verilebilir.) Tamam işletmede kalmam ben yalnız kalırım dediğiniz noktada da işler çığırından çıkmaya başlıyor artık. Anlatıyım.

mert başbuğ

Kaş merkezde antik tiyatro var, çok da güzeldir gün batımında tepesine çıkıp bir şeyler içmenizi tavsiye ederim. 2016 senesinde gidip önünde bulunan hastanenin bahçesine kamp atıp 4-5 gün kadar kalmıştık. Bizim gibi kamp yapan birkaç kişi daha vardı. Çadırlar kendi hallerinde duruyor. Gündüz geziyoruz akşam gelip uyuyoruz, eşyalarımız duruyordu gayet güzeldi her şey. Elektrik olayını da oradaki bir trafodan çözmüştük(antik tiyatro yanında, aklınızda olsun) Sonraki sene gezerken yine rotamıza Kaş’ı ekledik. Çadır ile yine aynı yerde kalacaktık, hem çok hesaplı oluyordu öğrenci olduğumuz için hem de keyifliydi Kaş’ta kalmak. Sonra ne oldu? Yanına kamp işletmesi açılmış. Kampingin sahipleri jandarmaya kamp atanları şikayet etmiş ve o bölgeyi kapatmışlar. Olaya neresinden baksak elimizde kalıyor. Gecelik çadır başı 50-60 lira civarı bir ücret istiyorlardı sanırım 2017 senesinde. Komik yani. Verdikleri hizmettir tamam tercih eden olabilir ama ben öğrenciyim ve vermek istemiyorum. Kendi kendime kalıyorum istediğim gibi kime ne? İşte olmuyormuş. Böyle böyle birçok kıyı kentini ele geçirdi kamp işletmecileri.

mert başbuğ

Ölüdeniz sahilde uzun bir süre bu şekilde kaldık. Keyifliydi oldukça. Merkeze yakın, gidip geliyorsunuz kamp tüpünüz var yemeğinizi yapıyorsunuz duş var mevsim güzel deniz güzel. Mis gibi kalıyorduk. O zamanlar bu şekilde kalmasak ben gidemezdim mesela kalmaya. Ne güzel otostopla gezip kamp yapıyorduk bitti gitti 2016 senesinden sonra. Zaten 15 temmuz olaylarından sonra otostop çekmek de problem oldu baya, insanlar eskisi gibi yaklaşmıyordu.

mert başbuğ

Geçtiğimiz sene Datça – Palamutbükü’nden çıkarken bulunan Akvaryum Koyu’nda çok rahat kamp yapılabiliyormuş. Kimse karışmıyormuş. Geçtiğimiz hafta oradaydım jandarma geldi. Kampı kaldırmamızı ve 2 km ilerideki kampinge gitmemizi söyledi. Bir gece daha kalıp yolumuza devam ettik. İşletme sahiplerine böyle kamp yapanlar batıyor çünkü. Jandarmaya sebebini sorduğumuzda güvenlik sebebi ile dedi. Bu kadar çok talep varken bir adet güvenlik görevlisi koysalar da insanlar rahat rahat kamp yapsa olmuyor mu? Yok illa kamping.

Bu şekilde Antalya’dan Muğla’ya hemen hemen her yerde kamp yaptım. Birkaç sene önce her şey çok güzeldi fakat artık kamp olayı da lüks olmaya başladı. İnsan hayret ediyor.

Neyse, tatil amacıyla öğrencilik yıllarımda ucuza getirmek için yaptığım kamping anılarımı ve şikayetlerimi bir kenara bırakıp başka kentlere geçiyorum. Kapadokya’ya gittik arkadaşlarımızla bir proje için. Göreme’de sabah kalkan balonları izlemek istemiştik. Gece geçtik bir tane tepeye attık çadıırmızı hava da buz gibiydi. Kaldık güzelce. Sabah gün doğarken izlemek inanılmazdı.

Tunceli Merkez’de 10 gün kadar çadırda konakladım. TOG Dersim Dönemsel projesi kapsamında gidip kalmıştık 50‘ye yakın genç. O da harikaydı. Normalde alışmışım denizin önünde ve ağacın altında çadırı kurmaya, orada merkeze kurunca tabi sabah güneşiyle uyanıyorsunuz. Zor bir coğrafyaydı benim için, gündüz çok sıcak akşam çok soğuk temmuz sıcağı Munzur soğuğu derken keyifli olmuştu.

Staj için gittiğim Bilecik’te (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Köyünü Yaşat Projesi) Tongurlar Köyü’nde uzun bir süre çadırda kalmıştım. Gündüz çalışıyorduk akşam da yine aynı çalıştığımız köydeki çadırlarımızda kalıyorduk. Benim için en harika çadır kurulan yerlerden biriydi. Doğa ile iç içesiniz. Ses sıfır. Işık sıfır. Gökyüzü yıldız dolu. Havası harika. Köyünü Yaşat projesi de harika bir projeydi. Şimdi hatırlayınca çok şanslı olduğumu düşünüyorum.

köyünü yaşat

Biraz yakınarak biraz da anılarımı tazeleyerek yazdıklarımı toparlayacak olursam, kamp yapmak harika bir şey. Filmlerdeki gibi ormana gidiyim kamp yapıyım olaylarını henüz yapamadım. Arabanız ve güzel ekipmanınız olacak rahat rahat ıssız bir yere gidip yaparsınız o zaman fakat şu ana kadar öyle bir imkanım olmadı. Otostop yada herhangi bir ulaşım aracı ile çantamıza ve yanımızda taşıdığımız ekipmanlara bağlı bir şekilde düzgünce plan program yapıp yaptım/yaptık hep. Çoğu merkezi yerlere yakın oldu. Şu anlattığım haliyle bana birçok şey kattı. Aklınıza gelmeyen problemler çıkabiliyor, başınıza çok kötü şeyler de gelebiliyor(çadırlarımızı yaktılar) inanılmaz güzelliklerle de karşılaşabiliyorsunuz(Erdek’teyken meteor yağmuruna denk gelmiştik, tarif edilemez güzellikteydi.) Bugüne kadar denemediyseniz denemenizi tavsiye ederim.

Deri bu işin neresinde derseniz. Kamp yapmanın tasarımcı kimliğimi hep beslediğini ve beni motive ettiğini düşünmüşümdür. Fikrim halen aynı.

 

 

 


Yorum yapın


Yorumların yayınlanabilmesi için onaylanması gerektiğini lütfen unutmayın